Etkinlik öncesi bütün duyguların zirvede olduğu an ...
Şehitlik. Kelimelerin bir araya gelerek görünüş olarak kısa ama verdiği anlam olarak derin ve detaylıdır ki saatlerce yazılsa bile asla bitmez tükenmez bir anlama sahiptir. Şehitlik öyle bir mertebedir ki asla tarif edilemez. Yüce Rabbimizin bazı kardeşlerimize hediye ettiği mertebedir. Bu mertebe asla ve asla kolay kazanılamaz. Vatanı, din, dili ve ırkı uğruna canını feda etmek ne büyük şeref ve onurdur. Bu şeref ve onura karşılık şehitlik mertebesini almak şehit olanı mutlu eder. Geride kalanların şehitlerinin şehitlik mertebesini alıp peygamber efendimize cennette yakın olmasına sevinmeli. Geride kalanlar bu dünyada asla şehitlerden uzak değiller. Çünkü bu topraklarda vatanı için canını veren şehitlerimizin kanı var. YÜRÜDÜĞÜN İZLERE EĞİL DE SAYGIYLA BAK. ATALARIN KANIYLA YOĞRULMUŞTUR BU TOPRAK! -SAMİH RIFAT
Nasıl da dinliyor yavrucaklarım!
Hepimiz birer damla olarak tek yürek olup yağdık gönüllere... Lakin asıl damla minik kalplerdi
Gönüllere dokunmaya doğru yolla tam gaz devam
Tarihin 0 noktasında medeniyetin başları olan yerleri görmek beni o zamana götürdü hayatımızda nasıl bu zamana gelmişiz nasıl yerlede yaşamışız çok heycan veriyordu tarih insanoğlunu bir noktadan alıp eski zamana goturuyo ve o zaman hayatin hiçte kolay olmadığını çok iyi anlıyorsun diyorsunki geçmişten geleceğe nasıl olduğunu soruyorsun ya kendi kendine işte tarih bunun için var
İnsan, yağmur damlası gibi olmalı, bir yağmurda binlerce damla çıkar buluttan.. Yere birlikte iner birbirinin yolunu kesmeden. Bir damla ıslatamaz toprağı bin damla yeşertir yaprağı
Bir Çocuğun Dilinden; "Ben bir çocuğum. Benim için ne demek mi mutluluk? Yeni tanıdığım benimle arkadaş olmak isteyen bir ablanın verdiği uçurtmayı semalarda görmek,hangi oyunu istersem benimle oynamalarıydı mutluluk. Hayır hayır, yüzümü tıpkı rüyalarımdaki gibi rengarenk yapmaları, nereye koşsam sanki aynı yaştaymışız gibi benimle koşmalarıydı mutluluk ya da hiç hayalim yokken beraber hayal kurmaktı belki... Bunlar da beni çok mutlu etmişti evet ama asıl mutluluk o ablaların benim mutluluğumla mutlu olmalarıydı. Onların deyimiyle bize DAMLA olmalarıydı." 23/07/2019
Dokur evi ziyareti beni çok etkiledi. Hem tarihi bir geleneği tanıdım hem de ilmek atmayı öğrendim. Bu durum beni çok heyecanlandırdı. Orada yapılan muazzam halıları yakından görme ve bilgi alma fırsatımız oldu. Ama en önemlisi Dokur Evi’nde çalışan insanların nasıl büyük işler başardıklarını, bir halıyı yapmak için nasıl çalıştıklarını gördük ve o insanların emeklerine şahit olduk. Güzel işlerin nasıl zor şartlar altında günlerce uğraşarak ortaya çıktığını, bu işin ne kadar çok emek istediğini bir kez daha anlamış olduk. Rabia YILDIZ 17/01/2020
“Bugün iyi ki damla dediğim bir gün geçirdim. Şehrin önemli şahsiyetlerine Damlayı anlatırken içimde oluşan heyecan ve istek tarifsiz bir duyguydu. Gittiğimiz okuldaki çocukların gözlerindeki ışık ve sevgi bana terapi gibi geldi. Onlarla çocuk olmak, oyunlar oynamak, muhabbet etmek, ve hayalleri hakkında konuşmak onların heyecanlarını ortak olmak bana her şeyi unutturdu. Çocuklardan ayrılırken içimde oluşan burukluğu anlatamam ne olur biraz daha kalın demelerindeki ses tonunu tekrar gelecek misinizde ki istek dolu bakışları unutamıyorum. Ama her güzel şeyin maalesef bir sonu olduğunu unutmamalıydım ve veda etmemiz gerekiyordu. Çocuklardan ayrılırken artık dünyanın acı gerçeklerine doğru yola çıkmalıydık. Şehidimizin ailesinin evine gittiğimizde o evdeki huzuru sessizliği babanın ve annenin bakışlarını gördüğümde içimden bir parça koptu sanki çok duygu dolu anlar yaşadım. Kur'an'ı Kerim okunduğu zamanki huzuru hissettim ama o maneviyata daha fazla dayanamayarak duygularımı istemeyerek de olsa dışa aktardım. Bana çok şey öğretti her şeyin bir gün son bulacağını, gerçeklerin bunlar olduğunu ve her şeyin maddiyat olmadığını anladım ve dedim ki artık ben tam anlamıyla gönüllüyüm.” Yüsra AKGÜN-TÜRK 08.12.2019
Bu fotoğrafı çekmek için abladan izin istediğimizde abla ‘gülüm benim ellerim çirkindir’ dedi. Elleri çirkin değildi. Emek verilerek kendinden taviz verilerek kazanılan alın terinin simgesiydi o eller. Onların elleri o kadar kıymetliydi ki Uşak’ın en büyük simgelerinden olan halı kültürünün bize aktarılmasını sağlıyordu. Öpülesi eller...